Telefonunu Kontrol Etmeden Duramayanların Sahip Olduğu Ürküten Rahatsızlık: Nomofobi


Eğer siz de “Telefonum çalmasa da düzenli olarak telefonumu kontrol ediyorum.”  Ya da “Uyurken telefonumun yakınımda olmasını isterim.” Diyorsanız ve bu konuda çözüm arıyorsanız bilim insanlarına kulak verin!
Yapılan araştırmalara göre günümüzde birçok insan telefonundan ayrı kaldığı anlarda anksiyete bozukluğu belirtileri gösteriyor.

Hatta bu oran öyle azımsanacak seviyede de değil. 2013 yılında yapılan bir araştırmaya göre mobil telefon kullanıcılarının neredeyse yüzde atmışı nomofobi olarak bilinen, mobil telefonundan uzakta kalma korkusundan mustarip.



Hastalık seviyesine ulaşan mobil telefon bağımlılığının sebebi ne?

Hayatımızı kolaylaştırması için üretilmiş bu cihazlar neden bozukluklara yol açıyor? 1969 yılında Psikiyatrist John Bowlby insanlarda doğuştan gelen, diğer insanlara belirli bir yakınlıkta ya da bağlılıkta olmayı tetikleyen bir dürtünün bulunduğunu açıkladı.
Bowlby diyor ki...

Bebeklik ve çocukluğumuzda ortaya çıkan, ebeveynlerimize olan düşkünlüğümüz sonraki yıllarda farklı yönlerde ve farklı sebeplerle şekillenebilir. İlişkilerde en basit anlamıyla güvenli bir ortam yoksa kişiler obsesif bir şekilde güvenli bir iletişim ağı kurma çabasına girer. Bu ağın güvenli kısmı yakınlığı ne çok yakın ne de çok uzak seviyede tutabilme çabasıyla kendini gösteriyor.
Çocukluk döneminden sonra yitirilen oyuncak kavramının yerini mobil telefonlar alıyor,

Mobil telefonların çocuk/oyuncak etkisi gibi bir psikolojik etki yaratması esasen onun insan ilişkilerini yürütmede tanımlı bir organ olmasıyla ilgili. Bowlby’e göre. Mesajlaşarak, konuşarak, selfie yollayarak ilişkilerdeki bağları mobil telefonlarımızda kuruyoruz.
Ayrıca çalışma mobil telefonlarımızın kişiliğimizi yansıttığını da söylüyor.

Öyle ki fotoğraflarımız, belgelerimiz, kişisel arama tonlarımız mobil telefonları bizlerin bir parçası haline getiriyor, bağlılığı arttırıyor.
Veronika Konok ve çalışma arkadaşları, bu konuyu açığa kavuşturmak için bir deney gerçekleştirdi.

Araştırmacılar mobil telefonların kişiler üzerindeki bağlılık etkilerini ölçmek için 19-25 yaş aralığındaki 142 katılımcıyla bir deney gerçekleştirdiler. Deneyin ilk sorusu mobil telefonları kullanım amaçları üzerineydi. Mobil telefonlarıya sosyal medyada mı geziyorlardı, oyun mu oynuyorlardı yoksa telefonu sadece arama faaliyetleri için mi kullanıyorlardı?
Katılımcılara mobil telefonlarla iletişim şekillerini sordular.

Katılımcılara mobil telefonlarla iletişim şekillerini sordular.

Mobil telefonlarından uzak kaldıklarında hissettikleri ve mobil telefonlarını ortalama ne kadar sürede bir kontrol ettikleri katılımcılara soruldu. Çalışmanın son sorusu ise mobil telefonlara yakınlığa paralel olarak bu yakınlığın yarattığı anskiyete bozukluklarının tarifiydi.
Sonuçlar ortada!

Sonuçlar ortada!

Çalışmaya göre incelenen yaş aralığındaki kişilerin çoğu telefonlarını her daim yakınlarında tutma eğilimine sahip ve bu eğilim de mobil telefonların ilişki aracı olarak konumlanmasıyla açıklanıyor. Ayrıca kişilerde yaşanan bağlılık bozukluğu da mobil telefon kullanım süresinin artışıyla paralel olarak artıyor.

1 yorum: